17 Ağustos 2011 Çarşamba


Hayatımız "uzun minnet, lezzetsizlik, renksizlik ve keder devrelerinin aralarına serpiştirilmiş" kısa saadet dakikaları" ise eğer..ya da bir kaç başka yazardan daha bu alıntıdakine çok benzer şekilde (!!!) okuduğum o şey ise işte..o her ne ise işte.. ve o kısa aralıklarda bile yalnızsanız.. yani hayatın uzun, rezil, insanı boğan rutinlerinin arasında yakalamanız beklenen o görece güzel zamanlardan bile yoksunsanız.. belki de doğru yerdesinizdir..

belki de değilsinizdir.. bu sayfa sizin için hiç bir şeydir.. belki de boş gözlerle duvara bakarak geçireceğiniz zaman bile bu bloğu okumaktan daha keyfili olur sizin için.. bunun garantisini veremem.. çünkü nerde olduğunu bilmeyen biri için en zor şeydir söz vermek..kendini tanımayan biri için en tehlikeli şeydir belki de ne yapacağından ya da yapmayacağından bahsetmek..

yazmak beni bir yere götürsün isterim.. umut ederim.. en çok da korkarak ederim umut.. çünkü beni yarı yolda bırakması fikrine katlanamam.. belki de sırf bu yüzden vazgeçerim ondan..daha önce de yüzlerce kez yaptığım gibi.. hayatta en çok yaptığım şey bir şeyin olmasını bekleyememek sebebiyle onu terk etmektir.. bu yüzden hayatım hep yarım, günlerim hep telaşlıdır..işte bunu söyleyebilirim..hayatta peşinden koştuğum şeyleri.. onları yakaladığım anda durup, hızlarına ayak uyduracak kadar yavaşlayamadığım için geride bırakmış biriyim..onları yakalayıp, terketmiş.. bu yüzden yalnız ve yine de göre göre, bile bile hala yürüyen..

nereye yetiştiğini bilmeyen.. yine de telaşlı biri..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder