26 Şubat 2011 Cumartesi

Cadı Avcıları

Ne olmadığımı bildim hep. Örneğin, güzel olup olmadığımı bilmiyorum ama çirkin olmadığımı biliyorum.. iyi olup olmadığımı bilmiyorum ama kötü olmadığımı biliyorum.. başarılı olup olmadığımı bilmiyorum ama şuana dek başarısız olmadığımı görebiliyorum.. kendime bir önem atfetmekten korkuyorum, kendimle ilgili düşünmekten hoşlanmıyorum..ta ki bir densiz, kendini bilmez, kerametini nerden aldığı belirsiz, içi boş olduğu için sürekli kulağı delen gürültüler çıkaran,boş laf dışında hiç bişey üretemeyen, kaba saba bir aptal karşıma gelip de sen şusun, sen busun diye bağırma cürretini gösterene kadar..

kendiyle ilgili yargıya varmaktan kaçınan karakterim bu saldırı anlarında öyle çok kırılıyor ki silahlarını kuşanıveriyor, saldırıya geçiyor.. oysa dünyanın en anlamsız şeyi değil midir bizim özgürlüklerimizi kısıtlamadığı sürece insanların davranışları hakkında kararlar vermek, dünyanın en hain şeyi değil midir bu dünyaya pamuk ipliğiyle bağlı, ruhu sarsıntılarla dolu bir insana varoluşunun anlamsız olduğunu haykırmak.. ona, varoluşuna, fikriyatına saygı duymamak.. ve nedense bunu sürekli söylemek zorunda hissetmek..

 bu insanlar genelde kendi zayıflıklarını görmezden gelen, açıp iki satır bir şey düşünmemenin verdiği boşluktan dolayı kendi zihninde kocaman boşluklar yaratan ve o boşluğun içinde hiç bir şey düşünmemekten kaynaklanan sahte mutluluğun aslında doğadaki herhangi bir hayvandan daha farksız olmadığı göremeyen kişiler bana göre. Bir de boşluk fazla olunca kendi acizlikleri yetmezmiş gibi başkalarının da onlar gibi aciz olmasını dilerler. Onlar gibi düşünmeyen, onlar gibi huzurlu oturamayan, onlar kadar rahat uyuyamayan ya da kendilerini onlar kadar rahat hissedemeyen diğer kişilere; rahatsız, deli, huzursuz vb yaftalar yapıştırırlar. Bunu yapmazlarsa kendi varoluşları anlamsızlaşacaktır çünkü. Çünkü bunu yapmasalar kendileri de aramak zorunda kalacaktır bu insanların aradığı şeyi,. Ve bu zor gelir çoğuna, onları yermek, kendilerini övmek en kolayıdır..Ve yaparlar.. var güçleriyle saldırırlar size.. canınızı acıtırlar.. ve dönüp giderken arkalarına bile bakmazlar.. normal bir dünya onlara kucak açmıştır bile çünkü.. onlar hiç zorlanmazlar, tutunmakta, kabul görmekte, kendini ait hissetmekte, çünkü nereye baksalar çevreleri zaten onlar gibidir.. o kadar çoklardır ki siz zaten kaybolup gidersiniz o güruhun içinde. Esameniz okunmaz.. size sadece çok yazıktır, insanlar arasında size değer verenler varsa muhakkak size acıdıklarındandır, bir başarıya imza attıysanız sadece şanslısınızdır ya da bunca şeye rağmen hala hayattaysanız bu diğer normal insanların sayesindedir..

düzen onların düzeni, yol onların yolu.. sizler misafirsiniz, onlar ev sahibi..siz azınlıksınız, onlar çoğunluk.. siz fahişesiniz, onlar ahlak abidesi, siz denersiniz, onlar yaşar, siz şüphe edersiniz, onlar emin olurlar, siz kalabalık içerisinde bazen ahlaksız gibi görünür, tek başınıza vicdanınızı sorgularsınız, onlar kabalık içinde ahlaklı görünür, tek başlarınayken karanlık odalarda en iğrenç şeyleri yaparlar, siz açık oynarsınız, onlar sinsidirler..siz seversiniz, onlar da sever ama bunu lütfeder gibi yaparlar.. sizin iniş çıkışlarınızı, sizin hayatı sorgulamanızı ya da sizin bazı şeyleri onlar gibi görememenizi yadırgarlar.. sizi dışlarlar.. sizi diğerlerinden farklı kılan her neyse direkt o noktayı saptar ve saldırıya geçerler.. canınızı acıtıp sizi vazgeçirmek isterler.. onlar gibi olmaya davet ederler.. olduğunuzu sandıklarında “hah akıllandın” derler.. sizi delip geçerler.. her seferinde sadece sizi öldürmektir tek dertleri.. sizi saflığınızla, içinizdeki yaşamı anlama coşkusuyla, tutkularınızla, takıntılarınızla sevemezler.. sizi yapayalnız bırakır giderler.. kendi karanlıklarına çekemedikleri bedeninizi ateşlere atarlar.. cadı avcıları gibidir onlar.. sizi hedef gösterirler.. kendileri yetmezmiş gibi diğerleri de ne kadar kötü olduğunuza, hasta olduğunuza inansın isterler.. çalışan bir zihnin sorgulamaktan ya da iyiyle kötüyü deneyimlemekten, ya da yalnızlığa katlanamamaktan meydana gelen hasarlarını herkes delilik olarak adlandırsın  isterler.. etsinler ki evlerinde huzurla oturabilsinler, etsinler ki sizi kaybetmenin ya da mahfetmenin vicdan azabından kaçabilsinler, etsinler ki bir daha sizin gibi kaç insan tanıyıp tanımayacakları belirsiz olan bu kişiler hepsi birbirine benzeyen dost ve sevgilileri ile olmaktan bir an olsun pişman olmasınlar.. siz ölün ki onlar yaşasınlar.. siz mutsuz kalın ki onlar mutlu olsunlar.. siz yanın ki onlar ateşinizle ısınsın.. tertemiz, cadısız dünyalarında, karanlık odalarında günaha batsınlar.. ve bu kirliliği açık edecek tek kişi olmasın etraflarında..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder